İçgörü Kalitesini Arttırabilmek için Bu Yöntemleri Test Edin.
Müşterinize daha yakın olduğunuz zaman, onların isteklerini anlamanın daha arzulanan ürün ya da hizmet yaratmanın birinci kuralı olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Girişimcilik gurularından Steve Blank bize müşterilerimiz hakkında iki önemli kural sunuyor.
–Müşteriniz ile konuşmadan hiçbir plan yapmayın.
–Mümkün olduğunca erken ofisten çıkın ve potansiyel müşterilerinizi dolaşmaya başlayın.
Tasarım Zekası ( Design Thinking) iş hayatındaki uygulayıcıları ise Empatık Tasarım yöntemi ile müşterilerin dünyasını anlamaya ve kullanım halindeyken gözlemlemeye herkesten çok önem veriyorlar.
Günümüzde birçok firma bu tavsiyeleri dikkate alarak müşterilerine daha yakın olmak, satın alma alışkanlıklarını gözlemlemek için var gücüyle çalışıyor. Müşterinizi hangi yöntemler ile markanıza bağladığınız ise, elde ettiğiniz tüketici içgörüsü kalitesi için büyük önem taşıyor. İşte müşterilerinizden daha verimli geribildirim toplamanın 3 kolay yolu.
1) Müşterinizi Hikayesini Anlatması için Teşvik Edin
Eğer daha iyi bir deneyim yaratmak için var gücünüz ile çalışıyorsanız, müşterilerinizin size ne düşündüğünü söylemesi yerine yaşadığı tatmin edici deneyimi paylaşmasını tercih edersiniz.
Bir tüketiciye en güzel kot pantalon seçme yöntemini sorduğunuzda aldığınız cevap ile son kot pantalon alışverişini anlatmasını istediğinizde dinyeceğiniz hikaye arasında hatrı sayılır bir fark olacaktır. İlk cevap size bir tüketicinin hangi kriterlere dikkat ederek nasıl bir kot pantalon alması gerektiğine dair düşüncelerini verirken, ikincisi ise gerçek ihtiyacı ve alışveriş deneyimini ölçmenizi sağlar.
Birçok kez gerçek hayatta pazar araştırması çalışmaları tüketiciyi ilk soruya yönlendirir ve tüketici hep talep ettiği kaliteyi, verebileceğinden çok daha düşük bir fiyata ister. Sonuçta her kullanıcı az para ile çok değer almanın peşindedir. İkinci sorunuz cevabı çoğunlukla sizi ürün kalitesine yani kullanıcının ‘gösteriş yapma’ isteğine yönlendirecektir.
2) Konuştuğunuzdan Daha Fazlasını Dinleyin
Her konuşmamızda, birbirimizin eğilimine göre karşımızdakine cevap vermeyi tercih ederiz.Siz bir anınızı paylaşırsınız, bende aynı şekilde size karşılık veririm.
Bir görüşme sirasında ise öncelikli amacınız müşterinizin neleri yapmayı sevdiğini anlamak olmalıdır. Onlarız uzman olmasına izin verin, sanki orada öğrenmek için bulunduğunuzu hissettirin.
‘Biraz daha bahsedin’ ve ‘Bu konu hakkında düşüncelerinizden biraz daha bahsedin’ gibi cümleler kullanarak tüketicilerinizi hikayelerini detaylı paylaşmaları yönünde teşvik edin. Sessiz kalmanın keyfini çıkarın, müşterilerinizn size anlatmaya ne kadar istekli olduğunu farkedeceksiniz.
3) Gelecek Yerine Geçmişi Sorun
Herkes geleceği hakkında konuşurken olduğundan çok optimistik davranır. Eğer size önümüzdeki hafta kaç kere spor salonuna gitmeyi planladığınızı sorarsam, 4 kere gitmeniz gerektiğinden bahsedersiniz. Eğer size geçen hafta kaç kere spora gittiğinizi soracak olursam, muhtemelen gerekenden daha az gittiğinizi söyleyecek ve elle tutuluri kesin bir bilgi vermiş olacaksınız. Gelecek haftaki hedefinizin tutmaması için mutlaka sebepleriniz olacak; yakın arkadaşınız kalmaya gelecek, işten geç çıkmanız gerekecek ya da kendinizi iyi hissetmeyeceksiniz. Bu sebepler hayatımızda hep var fakat biz geleceğimiz hakkında düşünürken onları hesaba katmadan planlama yaparız.
Kullanıcılarınızın gerçek davranışlarını ölçmek istiyorsanız onlara arzuladıkları gelecek planları yerine geçmiş deneyimlerini sormanız gerekir.
Sonuç olarak bir sonraki müşteri görüşmenizde dikkat etmeniz gerekenlere bakacak olursak;
– Müşterinizin deneyim hikayesine odaklanın.
– Konuştuğunuzdan çok dinleyin.
-Geçmişi hakkında detaylı sorular sorun.